Deodorantınız sizi her gün zehirliyor olabilir mi?


Vücut sıcaklığımız yükseldikçe, milyonlarca ter bezi cildimizde boncuk gibi ter damlacıkları çıkararak vücudumuzu serinletmek için hazırlık yapar. Ortalama insanda 2.6 milyon ter bezi bulunur. Adeta gömme bir termostat gibidir. Bu sistem ekrin(Otomatik sinir sistemine bağlı olan, korku ve stres anlarında faaliyete geçen ter bezleri) ve apokrin( Süt bezlerinde olduğu gibi, bez hücresinde meydana gelen salgının hücrenin apikal bölgesinden, bir kısım sitoplâzma ile birlikte atılması) şeklindeki salgı bezlerinden oluşur.

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­Ekrin bezleri çok sayıda olarak alın, eller ve ayaklarda bulunur. Bu bezler doğumda aktif hale geçer, proteinleri ve yağ asitlerini salgılamazlar. Diğer taraftan apokrin bezleri, proteinleri ve yağ asitlerini salgılarlar. Genital bölgede ve koltuk altlarında bulunur. Bu bezler ergenlik çağında aktif hale gelir, saç kökleriyle ve kıl kökleriyle son bulur. Her iki tip bezden (apokrin ve ekrin) gelen terin kokusu yoktur. Vücut kokusuna deride yaşamını sürdüren bakteriler sebep olur. Bu bakteriler, ekrin bezlerinde gizlenen proteinleri ve yağ asitlerini metabolize ederek koku üretir. Vücut kokusu, deride yaşayan bakteri tipinden ve kişinin yediği yemek türünden etkilenir. Bu kötü koku, günümüzde deodorantların ve antiperspirantların vücut bakım ürünleri arasında popüler olmasının temel sebebidir. Aynı sebepten çoğumuzun kullandığı markalar aslında içeriğiyle vücudumuzun fizyolojisini değiştiren ilaçlardır. Bu antiperspirantların içeriğindeki bazı etken maddelerin, beyin hücrelerinin yaşlanmasını hızlandırarak Alzheimer hastalığına sebep olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Biz ise bu antiperspirantları ter bezlerimizin üzerine sürerek vucudumuzun bu etken maddeleri deri yoluyla almasına neden oluyoruz.

Deodorantlar deride yaşayan bakterileri öldürerek çalışırlar. Genellikle tüketiciye cazip gelmesi için esanslandırılmışlardır. Marka deodorantların içindeki esanslar çoğu zaman hormonları rahatsız edecek kimyasallar barındırırlar. Bu esanslar deri yoluyla vücuda alınarak, endokrin sisteme zarar verirler. Kimyasallara alternatif olan doğal deodorantlar bitki­bazlı temel yağları kullanır. Bu temel yağlar doğal deodorantın etkisini, markette satılanlara göre arttırır. Yağların antibakteriyel özellikleri sayesinde ter bezlerindeki kokuya sebep olan bakteriler uzaklaştırılır. Diğer taraftan antiperspirantlar çok daha farklı çalışır. Antiperspirantlar ter bezlerini bloke eder, protein ve yağ asitlerinin salgılanmasını durdururlar. Çoğu antiperspirant, aliminyum klorid, aliminyum klorohidrat ya da aliminyum zirkonyum gibi aliminyum tuzlarıyla üretilir. Antiperspirantlar vucudun fizyolojisini değiştirdiği için Amerika Birleşik Devletleri’nde tezgahüstü ilaç statüsüne girmektedir. Amerika Gıda ve İlaç Kurumu satılan her antiperspirant için İlaç Kimlik Numarası (DRUG IDENTIFICATION NUMBER,DIN) düzenler.

Aliminyuma_sürekli maruz kalma ve nörotoksisite(sinir dokusu için zehirli olma durumu)

Amerika’da aliminyum, nörotoksin olarak ilk kez 1986’da farkedilmiştir. Amerikan Çevresel Koruma Kurumu (US EPA) içme suyunda güvenli olarak belirlediği aliminyum miktarı, 1 litre suda 0.05 miligram ile 0.2 miligram aralığıdır. Kaliforniya Universitesi Sağlık Bölümü araştırmacılarının 2010 yılında yayımladıkları bir nörotoksikoloji raporu, uzun süreli maruz kalındığında aliminyum tuzlarının sinir dokuya nasıl hasar verdiğini açıkça gösterdi. Bir hayvan deneğe, beyin hücrelerinin yaşlanma hızının tespiti için düşük dozlarda aliminyum verilmiştir. Bu deneyde aliminyum tuzlarının beyindeki hücrelerinin faaliyet düzeyini, iltahaplı sitokinleri (hücresel aracı görevi yapan ve bağışıklık tepkisini kontrol eden lenf hücreleri tarafından salgılanan protein) ve amiloid proteinlerini ( doku bozulması ile oluşan protein ve polisakkaritler içeren çöküntüler) arttırdığı gözlemlenmiştir. Bu semptomların her biri beyin hücrelerinin yaşlanma hızının artışını belirtmektedir. Aliminyum tuzları etkili bir şekilde beynin iltihaplanmasını arttırmıştır, aynı durum net bir şekilde Alzheimer hastalarında gözlemlenir.

Alıntı: http://www.endogalhakkiniz.com/category/dogal-tarifler/